24 Ekim 2015 Cumartesi

Seramik Sanatçısı Ersoy Yılmaz, Ressam & Seramik Sanatçısı Funda Tümer ve Ressam Bora Dervişoğlu Tarafından Düzenlenen " Y A N S I M A L A R " Resim ve Seramik Sergisi Açıldı

Yansımalar Resim & Seramik Sergisi Görkemli Bir Açılışla Sanatseverler İle Buluştu

Yansımalar Sergisi görkemli bir açılışla izleyici ile buluştu. 
Sergide Resim ve Seramik Sanatı'nın üç önemli ismi bir araya geldi.
Seramik Sanatçısı Ersoy Yılmaz, Ressam & Seramik Sanatçısı Funda Tümer ve Ressam Bora Dervişoğlu’nun bir araya gelmesi ile gerçekleşen sergi YANSIMALAR adını taşıyor. ‘’Duygu ve düşüncelerin en güzel dışavurumu, iç dünyanın en güzel yansımasıdır sanat’’ diyor üç usta isim…
Sanatçıların tarz ve teknikleri ise birbirinden muhteşem.
Sergideki en önemli nokta ise üç sanatçının da resim ve seramik sanatında kalıplaşmış tekniklere karşı gelerek eserlerini hayata katıyor olmaları.
Uzun yıllardır birlikte birçok başarılı projede çalışan sanatçılar ilk defa üçlü bir sergide buluştu.
Açılışta başta Sanat, İş Dünyası ve Siyasi olmak üzere bir çok konuk yer aldı. Basın ilgisi büyüktü. Sanatçılar tüm konuklara eserleri hakkında bilgi verdi. Konukların eserlere olan ilgisi oldukça yoğundu.
Küratörlüğünü Fine Art Sanat Birliği Başkanı Funda Tümer'in üstlendiği sergi'nin ev sahipliğini Müjdat Gezen Sanat Merkezi yapıyor..  
Sanatseverler ve koleksiyonerlerin kaçırmaması gereken sergi  6 Kasım 2015 tarihine kadar izlenebilecek.

14 Ekim 2015 Çarşamba

Müjdat Gezen Sanat Merkezi, ANKARA "YANSIMALAR" Sergisi ile Sezonu Açıyor

YANSIMALAR
Duygu ve Düşüncelerin En Güzel Dışavurumu, 
                                 İç Dünyanın En Güzel Yansımasıdır Sanat…
Müjdat Gezen Sanat Merkezi Ankara 23 Ekim 2015 tarihinde önemli bir sergiye ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Sergide Resim ve Seramik Sanatı'nın üç önemli ismi bir araya geliyor.

Seramik Sanatçısı Ersoy Yılmaz, Ressam & Seramik Sanatçısı Funda Tümer ve Ressam Bora Dervişoğlu’nun bir araya gelmesi ile gerçekleşecek olan sergi YANSIMALAR adını taşıyor. ‘’Duygu ve düşüncelerin en güzel dışavurumu, iç dünyanın en güzel yansımasıdır sanat’’ diyor üç usta isim…

Sanatçıların tarz ve teknikleri ise birbirinden muhteşem.

Ersoy Yılmaz eserlerinde seramiğin bir başka dünyası ile tanışmanız mümkün. Sır-Altı Dekor tekniği ile çalışan sanatçı eserlerinde çok farklı bir resimsel çizgi taşıyor. Eserler karşısında seramik ve resim sanatının bu kadar başarı ile bir araya gelmesi karşısında etkilenmemek mümkün değil.

Funda Tümer eserlerinde ise bambaşka bir dünya ile karşılaşıyorsunuz. Serigrafi tekniğini muhteşem bir hale dönüştüren sanatçı ana figürlerde ise bu tekniği fırçası ile birleştirerek harikalar çıkarıyor. Eserlerindeki farklı kompozisyon ve renk geçişleri ile ana temaları olan kadın ve at figürünü kendine özgü bir şekilde yorumluyor ve bu yorum karşısında hayranlık içerisinde kalmamak mümkün değil.

Bora Dervişoğlu eserlerinde ise ara ara kübizm etkilerini görmek mümkün. Hayata dair tüm duyguları renkler ve ana teması kuş figürü ile yansıtan sanatçının eserleri karşısında da hayranlık içerisinde kalmamak mümkün değil. Renklerdeki uyum, figürler arasındaki ilişkiler ve ana temanın kompozisyon içerisine yerleşimi kusursuz.

Sergideki en önemli nokta ise üç sanatçının da resim ve seramik sanatında kalıplaşmış tekniklere karşı gelerek eserlerini hayata katıyor olmaları.

Uzun yıllardır birlikte birçok başarılı projede çalışan sanatçılar ilk defa üçlü bir sergide buluşuyorlar.

Küratörlüğünü Fine Art Sanat Birliği Başkanı Funda Tümer'in üstlendiği sergi 23 Ekim 2015 saat 18.30'da Müjdat Gezen Sanat Merkezi Ankara’da sanatseverler ile buluşacak.

Sergi 6 Kasım 2015 tarihine kadar izlenebilecek.

22 Eylül 2015 Salı

RESİMLERE HAYAT VEREN SANATÇI M.ALPDOĞAN ERCİŞ RESSAM

RESİMLERE HAYAT VEREN SANATÇI
M.ALPDOĞAN ERCİŞ
RESSAM
Genç Kuşak Sanatçılar arasında önemli bir yere sahip olan ERCİŞ eserlerinde, farklı bir tarz ile karşılaşıyoruz. Harekete ve sürece verdiği bağlaşım resimde hem asimetrik oluşumlar hemde diyagonal hareketleri komposizyonunda  tamamlamaktadır. Kullanılan üslup soyut dışa vurumcu olan Pollock tarzında olmasına rağmen kendi resimlerinde figür ve harekete ağırlık vermektedir. Ressam kendi iç dünyasıyla zenginleştirdiği resimlerinde, hareketler yahut renk armonisi olsun, tinsel temalar vurgulamayı ihmal etmemiştir. Figürlerinde anlam kattığı hareketlerle, her bir çalışması için farklı anlatım ifadeleri uygulayarak resimlerinin dilini oluşturmuştur. Resimlerinde zeminde ya fonun kendisini kullanır yada kendi vurgulamak istediği temanın anlatımını aktarması için renklerini seçer.
Sanatçı için, resmin sadece görünüşü değil içsel, özlem, duygu ve düşüncelerin belli estetik kurallar çerçevesinde iki boyuttan üç boyutlu bir düzlem üzerine yansıtılmasına dayanan  aktarımıyla birlikte de denge, hareket, leke, renk ve ışık etkileri, resimsel ögeleri aktarımıyla üslubunu gerçekleştirmektedir. 
Sanatçı bütün bu birleşim dengesi ile eserlerine kendi iç dünyasındaki duygularınıda aktarır ve bunu izleyici ilk bakışında sezmektedir. Ögelerin çeşitli biçimlerde formlarla leke ve renksel temalarla, denge ve anlatım özelliğiyle de bir araya getirilmesi resmin kompozisyonunu oluşturur. Kompozisyon gerçek olgularla beraber gerçek dışı yahut gözlemler sonucu oluşturulmuş konularla, bir öyküyü yada var olabilme beklentisiyle betimlenmiş imgeleri göstermeye olanak verir. Bunlardan dikkate alınan form, biçim, doku, leke özelliklerinden birkaçıdır.
İnsan bedenlerini konu edinen ressam konularındaki temasları beden ve hareket üzerine seçer ve bu sanatçı için önemli bir ayrıntıdır. Resimlerinde anlatmak istediği konuları figürlerin hareket dilleriyle aktaran sanatçı, içinde kopan his, duygu, sevgi, nefret, sıkıntılı zamanlarını vücut hareketlerine dökerek oluşturması resme farklı bir bakış açısı kazandırmayı hedef almaktadır.
Sanatçı eserlerini büyük ebatlarda yapmayı tercih eder.  
Bunun nedenlerinden biriside figürlerinde anıtsallığı aktarmak istemesidir. Hareketlerde anıt özelliği taşımasına özen gösteren ressam, esinlendiği konuları ya kendi belleğinde oluşturur yada denemeler yaptıktan sonra tuvale aktarır. Ara ve ana yönleri belirlemek için ise ya figürlerini destekleyici objeler katar yahut da renk olgusunu artırarak resme biraz daha boyut kazandırır. Akıtma tekniği de kullanan sanatçının her çalışması, bütün denge unsurları ve sanatçı bileşenleri ile bütünleşir.
Bu bütünleşme karşısında izleyici alışılagelmiş resim sanatından uzaklaşarak farklı bir resim anlayışını en ince detaya kadar görebilmektedir.

7 Eylül 2015 Pazartesi

SERAMİK SANATI'NDA FARK YARATAN SANATÇI; ERSOY YILMAZ

SERAMİK SANATI'NDA 
FARK YARATAN SANATÇI
ERSOY YILMAZ
SERAMİK SANATI'NDA FARK YARATAN SANATÇI
ERSOY YILMAZ
Seramik Sanatçısı Ersoy Yılmaz çalışmaları, yüzeysel seramik dekorasyonu, özellikle       ''sır-altı'' tabir edilen teknik üzerinde yoğunlaşır. Geleneksel Çini Sanatı'mız da kullanılan bu teknik, sanatçının çalışmalarında, incelikli ton geçişleri ve kimi zaman suluboya tadında etkiler içeren daha resimsel bir tarza evrilerek Seramik Sanatı'na başka bir boyut kazandırmaktadır.
Eserler karşısında seramik ve resim sanatının bu kadar başarı ile bir araya gelmesi karşısında etkilenmemek mümkün değildir.
Fırçanın kullanılışından başlayan başarı, sır ile bütünleştiği anda ortaya muhteşem bir manzara çıkmaktadır. Her tema ve figürün işlenişindeki en ince detay, esere her bakışta, farklı bir yere götürmektedir.
Sanatçı "tuval" olarak, çoğu zaman kenarları hafifçe kıvrımlı düz, dairesel tabak formlarını tercih etmektedir. Bu formlar için şeffaf, parlak bir sırda karar kıldığı dikkat çekmektedir. Bu iki özelliğin kompozisyonla doğrudan ilişkili olduğu açıkça görülmektedir. Tabağın kenar kıvrımlarında hafifçe eğilip bükülen imge, bir kez de parlak sır üzerinden yansıyan ışıkla değişime uğramaktadır.
İKİLEM'DE DENGE!..
Sanatçı ile özdeşleşen bu özellikler, resim mi- seramik mi ikileminde dengeyi seramik lehine bozar. Kuvvetli işlev çağrışımıyla tabak formu da, diğer yandan oldukça özgün bir tarzla ele alınmış pişmiş-toprak bir nesne ile yüz yüze olduğumuz fikrini pekiştirir.
Sanatçı bu tarzdaki çalışmalarını '' Sır-altı Düşler'' adıyla ilk kez 2010 yılında Ankara'da sergilemiştir. Sergilendiği günden itibaren gerek yurt içi gerekse yurt dışında başta İtalya olmak üzere büyük ilgi görmüş ve önemli koleksiyonlardaki yerini almıştır.
Sanatçı'nın eserleri kadar eserlerine verdiği isimlerde dikkat çekmektedir. ''Meşhud'', ''Mütebessim''  en dikkat çekenlerinden birkaç örnektir.
Teknoloji ve hız... 
Belirli dönemlerde farklı temalar işleyen sanatçı yeni konseptini '' Teknoloji ve hız insanı bireyselleştiriyor, yalnızlaştırıyor ve kendi içine hapsediyor. Bu korkunç tempo içinde insan düşünemiyor, derinleşemiyor. Nasıl derinleşsin ki, bir Fransız düşünürün dediği gibi "düşünmek için durmak gerekir". Kan ter içinde koşan insan düşünebilir mi? Çalışmalarımda eşyaya bakışı, ama sükunet halindeki insanın bakışını yakalamaya çalışıyorum. Masadaki bir bardak çay ya da demlik, hem bir eşyaya dalıp gitmiş derin bakışları, hem de teknolojiyle izole edilmiş yalnız insanı simgeliyor.'' ifadesi ile anlatmaktadır.

31 Ağustos 2015 Pazartesi

Seramik Sanatçısı Muhammet Tekeşin tarafından kurulan "SIR SERAMİK"

S I R    S E R A M İ K
Seramik Sanatçısı Muhammet Tekeşin tarafından kurulan 
SIR SERAMİK, uzun zamandır çalışmalarını geniş bir yelpazede sürdürmektedir.
 ***

 Başta Mimari alanda Seramik panolar olmak üzere ,Vitray çalışmaları, Endüstriyel tasarımlar da yapan Sır Seramik aynı zamanda seramik sanatını öğrenmek isteyenler için Seramik Kursu'da vermektedir. 

24 Ağustos 2015 Pazartesi

TRT BELGESEL KANALI'NDA MUHTEŞEM YAPIM: "BİR KOŞU TÜRKİYE"

TRT BELGESEL KANALI'NDA MUHTEŞEM YAPIM
BİR KOŞU TÜRKİYE
Program; başta konusu, çekimdeki teknik alt yapısı ve başarısı ile Belgesel dalındaki yapımlara farklı bir tat getiriyor. 
İki genç sporcu Çağman Çatay ve Romeo Sweat eşliğinde Türkiye'yi dolaşıyor ve ülkemizin tarihi ve turistik değerlerini farklı bir bakış açısı ve estetik ile muhteşem bir şekilde ekrana taşıyor. 
Sokak koşucusu iki sporcunun performansları görülmeye değer bir başarı sergiliyor. Aynı başarı programın her karesinde en ince detayı düşünülerek seyirciye aktarılıyor.
Yapımcılığını Cemil Yavuz, Kerim Ayyıldız ve Taha Ekinci'nin üstlendiği programın yönetmeni Mecit Dölek.
Beşinci bölümünü tamamlayan Bir Koşu Türkiye başarılı ekibi ile çekimlerine devam ediyor.

25 Temmuz 2015 Cumartesi

Kurşun kalemle yaratılan harika‏... Prof. Dr. D. Ali ERCAN

Kurşun kalemle yaratılan harika‏...
Prof. Dr. D. Ali ERCAN
16 yaşındaki ressam Shania McDonagh (ABD) yarışmaya girdiği  yapıtı, "balıkçı James Fennell'in karakalem portresi" adlı çalışması ile...
Adamın saç ve sakallarındaki ayrıntılı çalışma gerçekten hayranlık verici.. æ

4 Haziran 2015 Perşembe

8 Nisan 2015 Çarşamba

RESİM SANATINDA ÖZGÜN BASKI; Funda TÜMER

RESİM SANATINDA ÖZGÜN BASKI
Seramik Sanatçısı & Ressam Funda TÜMER
Resim sanatı sadece fırça, tuval, yağlıboya, suluboya ve akrilikten ibaret değildir.
Tarihte Lucas Granach, Albert Dürer, Rembrand, Şinasi Barutcu, Hasan Pekmezci, Behiye Eyikan, Hüseyin Bilgin, Süleyman Saim Tekcan, Nurullah Berk, Devrim Erbil, Mustafa Pilevneli, Balkan Naci İslimyeli gibi birçok önemli isimde özgün baskı teknikleri ile çok önemli eserler üretmişlerdir.
Ancak maalesef ki birçok galerici, sanat danışmanı ve sanatçıyım diyen kişiler bile bu tarz ve teknikleri tanımamaktadır.
Eğer sanatçıyı ve eserini temsil etmekle yükümlü bir galerici teknikler hakkında bilgi sahibi değilse baktığı esere hâkim olamıyorsa neden galericidir. Bu durum bir sanat danışmanı içinde bir sanatçı içinde geçerlidir.
Özgün baskı teknikleri ile yapılan eserler daha az değerli olarak algılanmaktadır. Bu tamamen yanlış bir algıdır. Aksine yapım aşamasındaki zorluklar ve gerektirdiği emekten dolayı yağlıboya veya benzeri tekniklere oranla dünya sanat tarihinde daha değerli bulunmuş ve kabul edilmiştir.
Özgün baskı serigrafi, gravür, litografi, linolyum başta olmak üzere birçok teknik içerir. Teknolojinin ilerlemesi ile bu teknikler arasına digital baskı tekniği de girmiştir.
Tekniklerin tümü için sanatçı bir ön çalışma yapar. Bu ön çalışma içerisinde sanatçı ilk önce yapacağı resmin eskizlerini hazırlar. İkinci aşamada ise sanatçı resmini tekniğine uygun kalıplarına işler ve tüm bunları bizzat kendisi yapar. Zaman içerisinde kalıpların değişik aşamalarında istediği sonuca ulaşıncaya kadar uygulamalar yapar. Baskı sayısı bir olabileceği gibi daha çok da olabilir. 
Bu durum sanatçı inisiyatifindedir ve işlem tamamlandıktan sonra kalıplar imha edilir. 
Özgün baskı resim asla bir matbaa olayı gibi görülmemelidir. Çünkü sanatçının kendi eliyle hazırladığı ve uyguladığı önemli bir işçiliktir. Bu nedenle özgün bir sanatsal üretim, orijinal bir sanat eseridir.
IMOGA İstanbul Grafik Sanatlar Müzesi yüz üzerinde Türk ve Yabancı sanatçının ürettiği bini aşkın eser ile dünyanın sayılı koleksiyonlarından birine sahiptir. 
Dünyada da sadece Özgün Baskı Resim müzeleri bulunmaktadır.

23 Mart 2015 Pazartesi

FINE ART SANAT BİRLİĞİ & UÇAN SÜPÜRGE DERNEĞİ SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ PLASTİK SANATLAR SERGİSİ BİZ VARIZ (KADINA ŞİDDETE HAYIR)

FINE ART SANAT BİRLİĞİ & UÇAN SÜPÜRGE DERNEĞİ
SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ
PLASTİK SANATLAR SERGİSİ
BİZ VARIZ (KADINA ŞİDDETE HAYIR)
 Fine Art Sanat Birliği tarafından düzenlenen BİZ VARIZ sergisi 21 Mart 2015 tarihinde Ankara’da görkemli bir açılış ile gerçekleştirildi. Açılışa başta Norveç Büyükelçisi Ekselans Janis Björn Kanavin ve Eşi, Norveç Müsteşarı Farah Naz Bahrami, Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü olmak üzere birçok önemli isim katıldı.
PİAR DNA Yapım Şirketi 
tarafından hazırlanan kısa film gösterimi ardından açılış töreni gerçekleştirildi. Törende sanatçılara Uçan Süpürge tarafından teşekkür plaketi takdim edildi. Proje kapsamındaki sergide 12 sanatçının 55 eseri sergilenmekte ve Uçan Süpürge Derneği adına satışa sunulmaktadır.
MEDYA SANAT GALERİSİ 
ev sahipliğinde gerçekleşen sergi 27 Mart 2015 tarihine kadar devam edecek.